“Karadeniz’in Asi Sesi Sustu: Sezai Çağdaş’a Veda”

“Karadeniz’in Asi Sesi Sustu: Sezai Çağdaş’a Veda”

Türklerin Almanya’ya göç tarihinde, özellikle maden bölgesi Batı Karadeniz’den Almanya’ya işçi ailesi olarak giden bölge insanının geçmişinde önemli yeri olan duayen ses sanatçısı Hasan Sezai Çağdaş…

TRT repertuvarı ve 12 plak ile dolu bir ömür. Başarılı ve hızlı geçen yıllar. Bölge insanının vazgeçemediği müthiş ses, Hasan Sezai Çağdaş. Bazen asi, bazen de abi… Neredeyse dört neslin evliliklerini görmüş, belki de tek sanatçı. Evlenenlerin torunlarını bile görmüş muhteşem bir ses…

Sadece bir sanatçı değildi. Bölgenin sorunlarına duyarlı TV programları ile ses getirdi. Batı Karadeniz’de birçok önemli sorunun çözülmesinde etkili oldu. Özellikle Zonguldak Havaalanı’nın hava trafiğine açılmasında, Almanya merkezli Kanal Avrupa TV ve BRTV ekranında hazırladığı programlarla adeta haykırdı. Havaalanı açılana kadar mücadele etti… Ve başardı. “Mucize” denilen, umudun kesildiği havaalanı, büyük bir mücadelenin ardından açıldı. Her ne kadar kendisine vefasızlık yapılsa da, o bunu başardı.

Kurucusu olduğu Almanya Bartınlılar Derneği (ALBARDER) ile topluma her daim faydalı işler yaptı. Almanya’nın Lünen şehrini “kardeş şehir” projesiyle gündeme getiren de kendisi oldu. Şu an iki şehir arasındaki ilişkiler düzenli bir şekilde ilerliyor.

Çok önemli olaylarda hep önde oldu. Elini mikrofonla sadece şarkı söylemek için almadı!

Bölgenin o kadar sorunu vardı ki… Bunları her daim dile getirdi. Bazen siyasilerin bile dillendiremediği birçok konuyu, zorunlu olmasa bile TV programlarında işledi.

En son görüştüğümüzde, yeni yıldan hemen sonra bir TV programı ve yaşamını ele alan bir belgesel çekimi için konuşmuştuk. Çok dert yanardı. O, sadece şarkı söylemek istemiyordu; bölgenin sorunlarını TV ekranlarında işlemeyi arzuluyordu.

“Sanat dünyası vefasız,” derdi. “Saysam dost diyebileceğim en fazla 10-15 kişi çıkar.” Yaşlanmıştı. “Yoruldum, Tığlı,” derdi hep. Biz onu sürekli motive ederdik. Zor yılları olmuştu, anlatırdı. Bana hep, “Sen çok şanslısın,” derdi. Hayattaki tecrübelerini anlatır, dersler verirdi.

Bölge insanının Almanya‘da kendisini kucakladığını ve bölgesini çok sevdiğini söylerdi. Her ne kadar bazen sitem etse de, ülkesine bağlı bir sanatçıydı. İnsan ayrımı yapmazdı; herkesi deyim yerindeyse kucaklardı. Sahip çıkardı. Garibanları kollar, çok adaletli davranırdı.

Özel bir dost çevresi vardı. Zaman zaman bir araya gelip müzik geceleri düzenlerdi. Hem sohbet eder hem de türkü söylerdi.

Sesi, Karadeniz’in dalgaları gibi hırçın ve içtendi. Bazen duygulanır, bazen de gülerdi. Hep güleç yüzlüydü. Aramızda, bir ömür boyu sır kalacak sohbetler oldu.

Ağabeyimizi kaybettik… Yoldaşımızı, dert ortağımızı.

O acı haberi aldığımızda hepimiz adeta şoka girdik. Her birimiz birkaç gün önce görüşmüştük onunla.

Zor, ağabeyim… Çok zor.

Seni anlayanlardan biriydim. Bana hep, “Tığlı, sen benim asi gençliğimsin. Sende hep kendimi görüyorum,” derdi.

Çok nasihat ederdi. Dinlerdim.

Karadeniz’in dalgaları kadar hırçın, aynı zamanda o eşsiz maviliği kadar içten bir ses… Sezai Çağdaş, yalnızca bir sanatçı değil, bir dönemin tanığı, bir neslin sesi ve Karadeniz’in yüreği gibiydi. Şimdi o ses sustu, ama yankısı hep kulaklarımızda kalacak.

O, sadece türküler söylemedi; bölgenin sorunlarını dile getirdi, mikrofonuyla çığlık oldu, kalemiyle umut yazdı. Zonguldak’tan Bartın’a, Almanya’ya uzanan yolda unutulmaz izler bıraktı. Her şarkısında, her cümlesinde bir özlem, bir mücadele vardı.

Sezai Çağdaş, Karadeniz’in rüzgarıyla güç bulan, dalgasıyla kükrerken aynı zamanda insanlığın en saf duygularıyla kucak açan bir yürekti. Onun sesi, yalnızca kulaklarda değil, kalplerde de yankılanmaya devam edecek.

Karadeniz’in asi çocuğu… Şimdi, bulutların arasında dinlenirken de yüreğimizin en güzel köşesinde, bir türkü gibi hatırlanacaksın. Işıklar içinde uyu.

Yazar: Mustafa Tığlı.

Haberi paylaş >>>

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir